

Bazi filmler vardir gorunce insanlar bu filme yeteri kadar deger vermiyorlar dersiniz, bazi filmler vardir bu filmler gereksiz bi sekilde degerlilestirilmis dersiniz. Sadece filmler degil kitaplar icin de gecerlidir. Birazdan konusucagimiz film malesef ikinci kategoriye giriyor. Kotu bi film demiyorum ama etrafimda kendini o kadar fazla Sid ve Nancy'ye Tom ve Summer'a benzeten insanlar oldu ki, filmi siddetli bi sekilde uzun sure izlemedim. Ayni inat Twilight'a karsi da var ama onu yikabilicegime inanmiyorum, neyse. Film guzel, ama sadece guzel. Hayati gosteren yada ornek alinabilicek, bi film degil. Cok mu fazla elestirdim bastan? Biraz daha ciddi isi ele alalim.
Yonetmen Marc Webb oldukca guzel yonetmis, oyle ki bu kadar "mukemmel" bi sahneyi bile dogallikla izleyiciye sunmus (bkz: ustteki fotoraf) Almost Famous'la hatirladigim Zooey Dechanel'in ailesi zaten Hollywood'dalar. (Bones dizisiyle Emily Deschanel'in karakterinin cok hosuma gittiginin anlasilmasi gerekir) Joseph Gordon-Levitt'in yer aldigi gercekten guzel olan ama hakkinda yazamadigim Inception daki performansi ve Ellen Page'le olan uyumu zaten "Ben iyi ve gelecek vaadeden bir aktorum diyordu. Ustelik islenen 3 kafadar imaji ve hepsine akil koclugu yapan Rachel karakterini oynayan Chloe Moretz'e hayran kaldim. Kostumler ve sarki secimleri de cok basarili ancak film basit ama sofistike bir Romantik filmin otesine gecemiyor. Simdi "basit ama sofistike" ile knedime celismiyorum. Basit cunku taraflardan biri sirilsiklam asik digeri ise baglanamamis. Sofistike cunku the Graduate, the Smiths, Regina Spektor, Sid and Nancy, Beatles referanslari beyaz dizi romantikcilerinin referanslari anlamasina engel. Bu referanslar anlayan icin filmi sempatiklestiriyor ama olaydaki kiz baglanmak istemiyo oglan asik diyebilmek icin Regina Spektor'un adini bilmeye gerek yok.
gif buldum benim hosuma gitti. Zooey Dechanel gercekten cok guzel o konuda soyliycek hic biseyim yok.
surda Johnny Depp i hayal et simdi.
Natalie Keener rolunde Anna Kendrick ve Ryan Bingham rolunde George Clooney.
Evet ben Kare. Bu da Donnie Darko: The Director's Cut.
Soundtrack olağanüstü ve filmdeki olaylarla o kadar uyum içinde ki, izlerken insanın içi bi hoş oluyo, acayip bişey. Muhtemelen şu an blogumuzun fon müziklerinden biri olan Echo and the Bunnymen'den The killing moon'u dinliyosunuz. Hepsi teker teker dinlenmeli bence.Etiketler: donnie darko
Garip bi peri masali olsun. 70. yasini kutlasin ama hikayeyi bilmenize ragmen izlettirsin kendisini. Acikcasi Judy Garland'i pek bi taniyamamistim Dorothy kiliginda ama oyunculuk acisindan kim ya bu diyince simsekler cakiverdi.. Hikaye tanidik korkutuluga beyin, teneke adama kalp, aslana cesaret Doroty' ye ev. Sari tuglali yolun baslangici bitisi Bati'nin Kotu Cadisinin ezilmesi, Dogu'nun Kotu Cadisinin intikamini almak istemesi filan. Dimi hep ayni seyler, ama Oz Buyucusunu size 70. yilinda izlettiren ogeler az degil. Mesela komik kisimlari.. Hortumda bisiklet kullanan Miss Gulch' in cadiya donusmesi hem kendi dunyasinda herseyi acikliyo hem de "Hortum'da bisiklet kullanan kadin ehehaha" sozunu duyuyosunuz. 1930 larda bu kadar basarili bi sekilde Munchkin sahnelerinin cevrilmesi Johnny Depp li Willy Wonka'ya rahat rahat meydan okuyor. Siz Munchkinlerden ve onlarin cirtlak seslerinden kurtulmaya calisirken Dogunun Cadisininin gelip gitmesi, Glinda'nin "Off o ne sulfur kokusu yahu" demesi.
Acikcasi 1930 larda cekilen bu filmin hala izleyicisini guldurmesini yonetmeni Victor Fleming e borclu ve tabiki senaristlerine..
Sahsen en cok Judy Garland'in oyunculugunu ve sinir olmama ragmen Aslan'in oyunculugu hosuma gitti. Her agladiginda teneke adamin gozunde paslar birikmesi gibi ufak detaylar gozumde filmi mukemmellestirdi. Ayrica Technicolor'la sonradan renklendirilmesi ver buna ragmen kendi evini renksiz birakmalari filmi daha izlenebilir yapti benim gozumde.. Zaten oldum olasi eski e kendi icinde biseyleri aciklayabilen masallari seven ben 1930'da cevrilmesine ragmen bu kadar kusursuz olmasina bayildim diyebilirim. Tek eksik olan noktasi Dogu'nun Kotu cadisinin biraz daha guzel oynayabilicegini dusunmem.. O da kendisinin hikayesi olan "Lanetli" yi (Wicked) okudugumdan olmali.
Mutlaka bu klasigi izlemenizi tavsiye ederim.